Uzunca bir aradan sonra tekrar sahalara döndümJ ancak format dışı bir
yazıyla. İpini koparmış gibi gezerken mutfağa girip yemek yapmak, yeni tarifler
deneme durumu biraz sekteye uğradı.
Mutfağın kapısına “Yaz dolayısıyla kapalıyız” yazarsam cuk
oturur yaniJ
Dört gözle beklediğim yıllık iznim artık geride kaldı.
Hüzünleniyorum böyle diyince. Bir sonraki tatil ne zaman, kaç gün hesaplamaları
daha ilki bitmeden hesaplanıyor ve sonuç ikincisi çook kısa görünüyor. İçim
karardı.
Neyse ben mevzuma döneyim yoksa bu tatil olayı beni
depresyona sürükleyecek.
15 günlük tatilimizin 10 gün kadarı Bulgaristan’da geçti.
Zaten 1 gün giderken 1 gün gelirken derken yol uzun olunca 10 günden 15 e doğru
tırmanıyor.
Birkaç günlük eş durumundan oturum alma durumum için evrak
peşinde koşturduk sonra turistik bir tura çıktık. Benim denize girmek istiyorum
yakarışlarımdan dolayı rotamız Burgaz – Varna ya doru olacakken Balkanların
muhteşem hava durumu ortalığı sele katınca denize artık ne karıştıysa salgın
bir durum olmuş. Kimse denize girmeyen, hastalanan 15 günde zor iyileşiyormuş
diyince suratım asıldı tabii. Bizde
rotamızı tarihi yerlere çevirdik.
Favori yerlerim Veliko tarnovo ve Rilski Manastır oldu.
Veliko Tarnovo hem tarihi bir şehir hem de gezdiğimiz diğer yerlere göre oldukça
gelişmiş. Bence yaşanılabilecek bir yer. Kırcaaliden sonra bana baya baya şehir
gibi geldi. Ama ben İzmir’i tek geçerim.:)
Bulgaristan’ın genelinde manzara harika. Yollar hep orman
içinde, ağaçların arasında yolculuk yapıyorsunuz, evet bizimkiler gibi duble
yolları yok, yani çok az var ama doğayı hiç bozmamışlar. Yollar çok keyifli.
Vadi gibi çoğu yol. İnsan bakmaya doyamıyor. Dağlarda toprağı gördüğünüz yerler
çok çok azdır. Ağaçlarla kaplı hepsi ve yemyeşil. Bu kadar yağmura zaten çok normal.
Rilski manastıra bayıldım. Manastır falan değil tabi
bayıldığımJ Manastır
yolu üzerinde bir otelde kaldık. Balkona çıkıyorsunuz manzara muhteşem, dere
akıyor hemen alt tarafta, su sesi kulağınızda. İnternet yok, telefonlar genelde
çekmiyor ve buna memnun oluyorsunuzJ
İnternet detoksu oluyor bahaneyleJSuyun
yanında dereden tutulan balıkları yiyorsunuz, hava serin ve ciğerleriniz
oksijene doyuyor resmen. Sabaha karşı odanın camını kapısı açınca içeriye serin
bir hava doluyor ağustosun ortasında yorgana sarılıyorsunuz ama içinize dolan
hava müthiş rahatlatıyor. Bir gece kaldık burada ve pişman olduk niye bir gün
daha kalmadık diye. Ve notumuzu aldık. Bir daha fırsat olursa gidilecek yer
bellidirJ
Haritada işaretledim rotamızı ve duraklarımızı. Epey yer
gezdik gördük. Bulgaristan’da yaşanır mı derseniz benim için açıkçası çok
keyifli bir yaşam olmaz. Gerçekten Türkiye cennet. Doğa güzelliklerimizi yok
etme çabası her ne kadar şiddetli bir şekilde devam etse de ormanı da denizi de
tarihi de bizim topraklarımızda gani gani var. Ve alışmış olduğumuz bir hizmet
standardı var bizde. Hemen hemen her yerde restaurantta olsun, kafe de olsun,
mağazada olsun müşteri kıymetlidir ve olabildiğince ilgilenilir bizde. Onlarda öyle
bir olay yok. Kafelerde bir garson var ve sıra size gelecekte ohoooo.. Restaurantlar
da siparişiniz alınacak gelecek kesin 45 dk dan az değil. Mağazanın vitrinine
bakarken içerdeki tezgahtar çıkıp kapıyı kilitleyip yan tarafta arkadaşıyla lak
lak yapmaya gidebilir, baka kalırsınız arkasından. Hediyelik eşya satan bir
yerde şuna bakabilir miyim diyince suratını asan bir elemanla
karşılaşabilirsiniz yani. Öğle yemeği için iki saat kapısını kilitleyen
tuhafiyecide cabasıJ
Adamlar para kazanma derdinde değil yapacak bir şey yok.
Bir iki yerde iyi hizmet vardı o kadarda ezmiyim. Gerçi birinde
koşturan garson kız Türk çıktıJ
kanımızda var bizim hırslıyız çalışkanız napcan Allah’ta bizi böyle yaratmışJ
Neyse toparlamak gerekirse çok keyifli bir gezi yaptık,
böyle bir gezi düşünenlere de benden ufak bir gezi yazısı olmuş olsun.
Gezi duraklarımızın fotoları ve ufak notlarla hoşçakalın
diyorum.
Bir sonraki gezimiz için önerilerinizi bekliyorum.
Veliko Tarnovo - Tsaravets - Eski bir yerleşim alanıymış. Çevresi surlarla çevrilmiş. En tepede görülen yerde tabi ki dönemin hükümdarları keyif yapıyormuş:)
Pleven - Panoroma - Koca bir bina yapmışlar içinde resimler ve resimlerin dekorları. Anıtkabiri görenler olarak burası baya basit kalmış.
Köstendil - Rilski Manastır Akşam üstü yağmurda gezdik iyi ki de öyle yapmışız. Ertesi gün öğlen gittiğimizde araba park edecek yer bulamadık. Sadece kadınlara aitmiş bu manastır.
Rilskide keyif yeri şarabını yudumla balığını ye ohh:)
Shipka - Anıt. içinde yazılar, resimler ve savaş zamanlarından kalma silah, bıçak, üniforma, madalya gibi şeyler sergileniyor. En tepesine çıkıp manzarayı izliyorsunuz.:)
Batak - Rivayetler çok, Bulgarlara göre resimdeki iskeletler Türklerin katlettiği Bulgarlar. Türklere göre Bulgarların katlettiği Türkler. İnsanın tüylerinin ürperdiği gerçek. Kilisenin içinde iki sandıkta sergileniyor.
İnstagramda anlık paylaşımlarımı takip içinde beklerim..
Beni instagramdan takip etmek için : @benimpastaevim_
Mutlu kalın:)
Güzel bir gezi olmuş, bence Bulgaristan'ı iki noktada çok iyi tarif etmişsin. Harap edilmemiş doğa ve hizmet anlayışının olmaması. İkisi de eski komünist sistemin bir yansıması tabi ki.
YanıtlaSilSenin gittiğin yerlerin hiçbirine gidemedim ben maalesef. ben Şumnu, Targoviç, Varna ve Burgaz'ı gördüm. Varna o kadar önemli değil ama Burgaz'a muhakkak gidin bence. Nessebar antik kenti gezmek için çok güzel. Ben gitmeden UNESCO'nun dünya mirası listesine bakmıştım. Rila manastırı da listede vardı, Nessebar da. O yüzden görmeye değer olacağını düşünüyorum.
Bulgaristan, yakınlığı da düşünülürse mutlaka gidilmesi gezilmesi gereken bir ülke bence. Eşim göçmen bir ailenin çocuğu olduğu için bizimkilerin bir ayağı hep orada. Ben uzun vadede ülkenin tamamını hatmetmeyi planlıyorum açıkçası. Bizim gibi onların da ormanı ağacı harap olmaya başlamadan ....
Burgaz tarafına bu sene niyetlendik hava şartları müsaade etmedi bir dahakine rotayı o tarafa çevireceğiz. Zaten çok büyük bir ülke değil ama doğası muhteşem nüfusta az olunca sürekli bina dikme ihtiyaçları yok herkes ağacın gökyüzünün altında keyifle yaşıyor. Eşimde göçmen olduğu için bizde her sene gidiyoruz artık yavaş yavaş her yerini gezicez:) Rila manastırını şiddetle tavsiye ediyorum ve gidince zamanınız varsa yol üzerindeki yerlerden birinde konaklayın gerçekten muhteşem:)
Sil